2 Kasım 2020 Pazartesi

BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU/ Erlend Loe

ARKA KAPAK

“Zaman her şeyi silip süpürür.”

Eserleri yirmiden fazla dilde okunan Norveçli yazar Erlend Loe’nun unutulmaz bir modern zaman figürüne dönüşen kahramanı Doppler yuvaya dönüyor. Doppler romanının devamı niteliğindeki Bildiğimiz Dünyanın Sonu ormanın derinliklerinden sistemin derinliklerine uzanıyor: Çemberin içinde duramayanların bütün oyunlardan kovulduğu bir dünyada özgür kalmak mümkün mü?

Ormanın derinliklerinde geçirdiği macera dolu ayların ardından bir ailesi olduğunu hatırlayan Doppler, geyiği Bongo’yu boynuzlu hayvanlar barınağına bırakıp soluğu Oslo’da alır. Kendisini ölesiye özlediklerine inandığı karısına ve çocuklarına kavuşacağı için çok heyecanlıdır ama küçük bir problem vardır: Onca yıllık posta kutusunun üzerinde “Andreas Doppler” değil, “Egil Hegel” yazmaktadır! Dibe vurduğunu düşünür ama aşağılanma nedir, görmemiştir henüz...

ALINTI

"Dopplerin kralların şehrine gelmeden önceki yaşamı karman çormandı, şimdiki ise tam bir kaosa dönüşmüştü. Eğriyi doğruyu bilemiyor, önemliyi önemsizden ayıramıyordu. Bugün yaşadığı bir şey, ertesi gün yaşadığından kopuk oluyordur. Hiçbir şey birbirleri ile bağlantılı değildi artık."


"İnsanlar ne kadar kötü durumda olduklarının resmini çizebilsinler diye interneti yaratmıştı devrimciler. Bu , özünde dünyanın en zararlı aracıydı. Denetlenmemiş, filtresiz çeşitlilik, çok bilmişleri oyun dışı bırakır. Kimse diğerlerinden daha iyisini bilmemektedir; kendini kolay anlaşılabilir bir şekilde formüle edenin, güçlü ve karizmatik olanın görüşleri öne çıkar."


"Öleceğine inanmayanlar hep ölürler. Bu yüzden bir seferde tek şey yapın."


"Herkesin silahlandığını bir düşünün. O zaman herkes ağzından çıkanı daha akıllıca seçerdi."



YORUM

Doppler eserini ne kadar sevdiysem bu eserini de bir o kadar sevmedim. Evet, sevmedim. 

Ormana gitme amacı kendini, düşüncelerini dinlemek için ailesini, kent yaşamını geride bırakıp kendini bulmaktı. Ruhunu bir türlü kentin frekansına sığdıramayan  Doppler gitmiş yerine bambaşka bir Doppler gelmiş. 

Ormanda geçirdiği uzun yıllar sonra ailesini geri kazanmak, diğer insanlar gibi yaşama isteğiyle evine dönme kararı alan Doppler, ailesini bıraktığı gibi bulamaz. Doğal olarak onlarda yaşamına bir yön vererek devam etmektedirler. Doppler bu duruma oldukça bozulur. Kendi düşünceleri hala değişmediği için oldukça bocalar. 

Doppler ailesine tekrar dönmek, birlikte yaşamak istediği için diğer insanlar gibi ayak uydurmaya çabalar. Maalesef Dopplerin iç karmaşası bir türlü geçmemiştir.

3 bölümden oluşmakta eser. Yazarın amacı düşünceme göre modern zamanı eleştirmek için böyle bir devam ettirmiş seriyi galiba. Bence eleştirdiği konular mantıklıyken, kaleme alma biçimi oldukça abartı geldi. Ve rahatsız edici kısımlar oldukça fazlaydı. O yüzden büyük bir hevesle aldığım ve okumaya başladığım macera büyük bir hayal kırıklığı ile son buldu. Keşke devam ettirmeseydi.

O yüzden tek tavsiyem sadece ilk eseri Doppleri okuyup bırakmanız yönünde olacaktır.

Siz devam kitabını okudunuz mu?