9 Şubat 2021 Salı

BU ÜLKE/ Cemil Meriç


 ARKA KAPAK

Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.” Bu Ülke, Meriç’in sürekli etrafında dolandığı Doğu-Batı sorunu yanında, sol-sağ kutuplaşmasına ve kalıplaşmasına ilişkin önemli tespit ve aforizmalarını da içeriyor.


ALINTI

"Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: Düşünce birliği. O da rüzgarın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine?

"Din problemleri, şer problemleri, Avrupalılaşma problemi.. Bizim de gevelediğimiz mefhumlar. Ama kimsenin bu problemler üzerinde kafa yorduğu yok. Sağ, kovuğuna çekilmiş, münzevi, mazlum, mustarip. Sol, eline tutuşturulan reçeteyi kekeliyor, manasını anlamadığı reçeteyi. Tek ortak duygu: düşmanlık. Diyalog yok. "..

"Peşin hükümlerin mahpesinden kaçmayı, hakikatin çeşitli yönlerine eğilmeyi, hayatın her tecellisine saygı beslemeyi öğrendim."


YORUM

"Ben, düşünen, okuyan ve temsil ettiği, temsil ettiğini sandığı beşeri değerleri lekelememek için aç kalmağa, açlıktan kıvranmağa razı olan adam.."

Bu düşüncenin farkındalığına sahip bir insan, birey, aydın Cemil Meriç. Bu Ülke eserin de Doğu-Batı sorunu yanında, sol-sağ kutuplaşmasına, kalıplaşmasına ilişkin aforizmalarından oluşan ve düşüncelerini, hayatını bir nebze anlayabilmemizi sağlamak için çocuklarının vasıtasıyla bu eser basılmış. Cemil Meriç okuma isteğim çok önceden vardı ama hep bir erteleme ile bir türlü fırsatı yaratamamıştım. Bu fırsatı sunduğu için @gerçekkitapseverler grubuna da çok teşekkür ederim.

 Gelelim kitap hakkında düşüncelerime.. Eser otobiyografi ve onun yaşamını ifade eden bir kronoloji ile başlayıp daha sonra o derin düşüncelerin içeriğine giriyoruz. Yukarıda bahsettiğim doğu-batı sağ-sol çatışmaları hakkında düşünceleri içeriyor evet ama sadece bunlar değil. Yaşadığı dönemin getirdiği yaşantılar, zorluklar, sıkıntıların kendi üzerinde etkisinden deneme tarzında toplanmış bir yapıt. 

Kelimeleri kullanma biçimi hakkında  silahşor gibi benzetmeleri nokta atışıydı. En etkili özelliği kelimelerinin gücünün farkında olarak yazıyor. "Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir." sözü her şeyi anlatıyor aslında. 

Kitap içerisinde eski kelimeler kullanımı fazla evet belki tüm kelimelerin gerçekten anlamını bulup cümleyi doğru çevirememişte olabilirim. Lakin yaptığım çevirilerde bile okumakta zorlandığımı söyleyemem. Çünkü düşüncelerinin gidişatı, anlatmak istediği mesaj en başından belli. 

Düşüncelerini benimsediğim, kendi hayatına yön veren davranışları o kadar etkileyiciydi ki kitap bitiminde iyi ki okuduğum bir yazar olmuş dedim. Çeviriler için kullandığım sözlük uygulaması @kubbealtilugat 'tı. Oldukça yarar sağladığını es geçemem.

Yazarlarımızın değerini iş işten geçtikten sonra anlamak galiba bitmeyecek bir hastalık. Şuan bile bulunduğum dönemde yazarlarımızın birçok kitabına bakmadığım gerçeği çok etkiliyor. Her yazarı tanıyabilmek, her eseri okuyabilecek ömrüm olsa keşke..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder