22 Mart 2021 Pazartesi

YAPRAK DÖKÜMÜ/ Reşat Nuri Güntekin


 ARKA KAPAK

Cumhuriyetin ilanından sonra kendine batılı olarak bakmaya çalışan Türk toplumunun, batılı toplum ve kendi toplumu arasında yaşanan kültür farkını da ortaya koyan roman, bir memur ailesinin bu yeni batılı tarzla karşılaşmasından doğan sorunları, etik değerlerin kayboluşunu ve bu ailenin çöküsünü dramatik fakat gerçekçi bir şekilde ele alır.





ALINTI

"Yaradılışları itibariyle ne iyi, ne fena idiler. Herhangi bir taraftan bir rüzgar esmeye başladı mı, yaprak gibi önüne katılıyorlar, o ne yana isterse o yana doğru sürüklenip gidiyorlardı."


"Çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin? Beğenilmediğini her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin diye mi? Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar boş faydasız bir şeydi."

"Kimse artık kendi halinden memnun olmuyor. Bu cereyan neticesinde eski ahlak kaidelerinin yıkılıp değişmemesine nasıl imkan görürsünüz?"



YORUM

Güntekin bu eserinde bir aileyi baz alarak Osmanlı Devletinin batılılaşmaya girdiğini dönemlerini kaleme almaktadır. Toplumsal değişimler, aile yapıları, yaşam biçimlerini oldukça çarpıcı bir şekilde kaleme almaktadır.

Herkes bir dönem dizini izlemiştir diye düşünüyorum, Ben çocukken çıkmıştı aslında ama yeniden ara sıra gündeme gelen bir diziydi. Lakin oturup da izlediğimi söyleyemem sadece bazı kesitler aklımda yer edinmiş. 

Güntekin'in kalemini Acımak eseriyle tanışmıştım. Okuduğum ikinci eseri. Kalemi kendini okutan bir yapıya sahip. Eski kelimeler olmasına karşın yayınevi gerekli açıklamaları yapmış olduğu için okurken çok zorluk yaşamıyorsunuz. Ki ben açıklamalı eserleri daha çok seviyorum. Günümüz Türkçesine çevrildiği zaman bana biraz anlam kaybolduğu hissiyatını veriyor. Burada devreye çeviri giriyor tabi.

Yaprak Dökümü eserin de her bir karakter çok çarpıcı ve sert izlenimini uyandırdı. Bir babanın kendi değerleri, kuralları var ve ailesinin yeni bir kültüre ayak uydurma çabası onu büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Hele ki işsiz kalmasının en büyük sebebi namus konusundayken başına asla dediği şeylerin gelmesi oldukça yıpratıcı.

Bir ailenin yaprak misali dökülmesi sadece dönemin değişmesinden mi kaynaklıdır yoksa olmayan aile bağından mı? Eseri okurken bu soru kafamı oldukça sorgulatan bir soruydu. Gerçekten aile olmayı başarabildiler mi?

Bir aileyi aile yapan şey nedir?

Büyük lokma ye büyük söz söyleme  demişler atalarımız, oldukça da haklı bir atasözü. Benim en çok çekindiğim konulardan biridir asla bunu yapmam, etmem gibi tabirler. Bazı çizgilerim, kurallarım illaki var ama eğer durum kurallarımı çok çiğnemiyor bana çok ters düşmüyorsa onu biraz esnettiğim durumlar oluyor. Olmayan durumlarda da zaten o asla olmuyordur:) Biraz karışık oldu ama siz ne demek istediğimi az çok anlamışsınızdır. İllaki sizin de çizgileriniz, kurallarınız vardır. Esnetebilecekleriniz ve esnetmeyecekleriniz..


Tarihimizi edebi dille kaleme alan dönem eserini okursanız eminim size bir şey katacaktır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder