17 Ağustos 2021 Salı

SAHİLDE KAFKA/ Haruki Murakami


 ARKA KAPAK

Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir “düzenek” gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibi peşindedir… 

Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar.

Sahilde Kafka, XXI. yüzyıl edebiyatına damgasını vuran, kitapları bağımlılık yaratan kült yazar Haruki Murakami’den, hayatın yavan gerçekliğine karşı büyülü bir dünyanın kapılarını açan bir roman.


ALINTI

"Gerçekler ve insanın yüreğinden geçenler de kolayca ayırt edilemez."

"..genellikle onların peşine düştükleri şeyler, bilimsel gerçekler yerine, kendi düşünce sistemleriyle örtüşen sonuçlar, bazen de pragmatik kazanımlardır."

"Fakat insan kendini bir şeylerle özdeşleştirerek yaşar. Böyle yapmak zorundadır da zaten. Sen bile, farkında olmadan öyle yapıyorsundur. Goethe'nin de dediği gibi, dünyadaki her şey metaforlardan ibarettir."

"Hayır, öyle değil. Benim neyi hayal ettiğim, bu dünyada olduğum sürece, son derece önemli."



YORUM

"Buradan çıkıp gitmezsem artık daha fazla yaşayamayacağımı düşünüyordum. Buraları bir daha görmem sanıyordum. Dönüp gelmek aklımın ucundan bile geçmemişti. Fakat bir sürü şey oldu, dönüp gelmem gerekti."

15 yaşında olan, diğer herkesten farklı hisseden ve ailesi daha doğrusu babasının bahsettiği 'kehanet' in varlığına artık dayanamayan ve yolculuğunda kendini bulabileceğini düşünerek, kendine Kafka Tamura adını veren  gencin belirsizlik ve kehanetlerle dolu yolculuğuna ortak oluyoruz.

Haruki Murakami'nin kalemi ve üslubu bana hep farklı gelmiştir. Belki de Japon kültüründe fazla okuma yapmadığım, pek fazla yazarını okumadığım için olabilir. 
 Konuları ele alma şekli, eser sonları, karakterlerin dünyası ve farklıları vs oldukça derin ve karmaşık. Bu karmaşıklığın, derinliğin içinde okuma yapmak ise oldukça keyif verici.

Sahilde Kafka eserine geri dönecek olursak şunu söyleyebilirim ki Murakami bu eserinde birçok karakteri oluşturmasının yanı sıra birçok çarpıcı olayları da ele almış. Tamam buraya kadar bir sıkıntı yok hatta oldukça keyif verici. Özellikle karakterlerin her biri o kadar sıra dışı bir karaktere sahip ki her biriyle karşılıklı oturup sohbet etmek istiyorsunuz. Yani ben istedim açıkçası :)

Ortalara geldikçe olayların birbirleriyle bağlantılar, geçişi vs sonuca varıyor gibi gözüküyor, ama sonlara doğru yaklaştıkça o gelişmeler birleşmeler dışında bir şey göremedim, hayal gücümün sınırlarını zorladım. Hatta en sonunda kendi kendime dedim ki ' sen bu kitabı anlamadın, kaçırdın yine bir şeyleri' .
 Belki de bir yerlerde gizlenmiş olayları kaçırmış olabilirim veya yazar bunu amaçlamış da olabilir. 
Tekrar okuma huyum sayesinde belki yıllar sonra tekrardan okuma yaptığımda bu boşluğu, gizlenmiş mi yoksa gerçekten mi boşluk olduğunu o zaman anlarım. Ne saçmalıyorsun diyebilirsiniz belki ama ben kitapların bir okumada asıl mesajı anlaşıldığını düşünmüyorum. İkinci bir okuma yaptığım eserlerde, deneyimlerimden yola çıkarak  gördüğümü sandığımı aslında görmediğim bir çok olaya şahit olduğum için böyle düşünüyorum. Ve Murakami gibi bir yazarın da bu derin üslubunun karşılığını vermek istiyorum.

Sahilde Kafka kalın bir kitap lakin karakterler bile başlı başına kendini okutuyor. Yani eğer kalınlık bakımından gözünüz korkuyor, erteliyorsanız bence çok da ertelemeyin. Zaten hep korkumuzdan, kendimizi gereksiz yere durdurmalarımız bizi güzelliklerden mahrum bırakır.

Kitapla kalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder