17 Eylül 2021 Cuma

ÇOCUKLUĞUM ve ÇOCUĞUM/ Aslı Kocaeli


ARKA KAPAK 

Sakla anıları gelir zamanı, boşuna mı biriktirdi çocukluğun onları? Asla! Çocukluğun kendine has bir dünyası vardır. Bu dünyada büyülü şeylere yer olduğu kadar mutsuz anılar da yer bulabilir kendine. Bir çocuk, bir kahramanın gelip kendisini kurtarmasını bekleyebilir, yolda yürürken kuşlara bakıp hayallere dalabilir, olmayacak şeylerden korkarak annesinin sıcak kollarında şefkat arayabilir, salıncakta sallanırken her defasında hızını artırarak gökyüzüne kavuşabilme ihtimaline tüm benliğiyle inanabilir, bir sihirli değnekle her şeyin daha güzel olacağını düşünebilir... Sonra bir gün büyür, dizlerindeki kabuk tutmuş yaraları unutur, unuttuğunu sanır.

Belki de çocukluğundan beri beklediği o kahraman yetişkinliğinin pelerin takmış halidir…

Aslı Kocaeli, anne olduktan sonra âdeta kendi sihirli değneğini ve pelerinini bularak çocukluğuna bugünün gözüyle bakıyor, kabuk tutmuş yaraları iyileştirmeye niyet ediyor. “Büyüğüm ben anne olacak kadar, küçüğüm ben anne diye ağlayacak kadar,” diyor ve o zamanlar anlamadığı, içe kapandığı, mutsuz hissettiği tüm anların başını bir anne şefkatiyle okşuyor. Çocukluğum ve Çocuğum ’da sıkı sıkı sarıldığı çocukluğu ve kendi çocuğu, el ele tutuşup huzur dolu bir yolculuğa çıkıyor.

Bir anne olmak ve bir annenin çocuğu olmak denklemlerini @anneninicsesi parantezinde çözmeye hazır mısınız?

“Küçüklüğümden bir hediye geldi anneliğime,

Çocuğumun ihtiyacı olan her şey yazıyor içinde.”



ALINTI

"İçimde hüzün nöbetçileri vardı. Ne zaman çok eğlensem ya da anın tadını çıkarmaya çalışsam bu hüzün nöbetçileri ortaya çıkardı. Benim çok sevinmemi ve içten kahkahalar atmamı pek sevmezlerdi. Onları kimin nöbete diktiğini bilemiyorum ama işlerinde gerçekten çok iyilerdi."


"Ancak kötü hislerimi paylaştığımda onları huzursuz ettiğimi, iyi hislerimi paylaştığımda da sanki bunu kah etmediğimi hissettiğimden, susmanın iki taraf için de daha faydalı olduğuna kanaat getirdim."


YORUM

".. bu yüzden ne istediğini açıkça söylemesine rağmen istedikleri olmayan çocuklar, artık ne istediğini söylemeyi de bırakırlar."

Kendi çocukluğundan gelen deneyimlerini kendi çocuğuna hem yansıtmaya hem de yansıtmamaya çalışan bir annenin hayatına konuk oluyoruz.  

Kaleminin akıcılığından mı anılardan oluştuğundan mı bilemiyorum ama elime aldığım gibi bitirdiğim bir eser oldu. Bu kitabı okuduktan sonra ne kadar genç bir insan olsam da çocukluk anılarımı çok zor hatırlıyorum ve bu kitabı okuduktan sonra ufak tefek de olsa o anılara ulaşmamı sağladı. Küçük de olsa eskiye dair güzel ve kötü anıları hatırlamak bile beni çok  mutlu etti.

Anne olmadığım için ne söylesem havada ve yapmacık kalacak ama bir şey söyleme hakım olsaydı anne olursam bu kitabı unutmayacağım. Belki iddialı bir cümle evet. Lakin bu kitabı okuduktan sonra ne kadar ufak bir olay gibi gözüken aslında arkasında derin bir sorun olan durumları fark ettim. Ve bunları benim de yaşadığımı hatırlamama da yardımcı oldu. Hatta bu kitabı okuyan herkesin böyle bir cümle kuracağına eminim. Bizim sorunumuz çocukların çocuk olması çünkü. Eğer ilerde bir çocuk düşünürsem es geçilmemesi adına aklımın bir köşesine ve buraya yazıyorum. 

Çocukken, 'Bir kere çocuk oluyorum bırakın istediğimi yapayım,' diyecek kadar büyümemişsindir. Bunu diyebilecek kadar büyüdüğünde de bir daha çocuk olamayacak yaşa gelmişsindir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder