24 Mart 2022 Perşembe

KÖRLÜK/ Jose Saramago

ARKA KAPAK

Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.

Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.


ALINTI

".. körler yerine ölüler olması durumu pek değiştirmez, kör olmak ölü olmak değil ki ama, doğru, ama ölmek kör olmak demek."

"Körlük dediğimiz şeyin, varlıkların ve nesnelerin görünüşünü örtmekle sınırlı kalıp, onları bu kara perdenin ardında el değmemiş halde bırakan bir şey olduğunu da düşünmüştü zaman zaman. Şimdiyse, aksine, öylesine aydınlık, öylesine kesintisiz bir beyazlığın içine gömülmüştü ki, bu beyazlık sadece renkleri değil, nesneleri ve varlıkları da emmekle yetinmiyor, yutuyor, onları iki misli görünmez hale getiriyordu."

"Papaz giysisi giymekle papaz olunmadığı gibi, eline asa almakla da kral olunmaz."



YORUM

"Hayvana dönüşmenin birçok yolu var, diye düşündü, bu daha sadece ilki."

Sıra dışı bir kurgu, üslup ve akıcılığın zirvesi olan bir eseri yorumlamaya geldim belki yine geç kaldığım bir kitaptır ama yorum sonunu beklemeye bile gerek yok aslında kesinlikle okunmaya, zaman ayırdığınıza değecek bir kitap.

Bir salgın başlangıcı nasıl olur, çok yakın zamanda da şahitlik ettiğimiz bir olay aslında. 

Yolda arabasıyla giden bir adamın, trafikte beklerken beyaz bir ışık sonrası kör olmasıyla başlıyor. Nereden ve neden geldiği bilinmeyen bu körlük, bir salgınmışçasına yayılmaya başlıyor. Çok garip değil mi, körlük bulaşıcı olur mu hiç demeyin olur. 

Başlangıçta küçük bir toplulukla başlayan bu garip, çözülemeyen durumu kontrol almaya çalışarak karantina ortamı hazırlanıyor. Eski, kullanılamayan körler için daha basit bir mimariye sahip olduğunu düşünülen bir akıl hastanesini karantina merkezi görevi görmekte.

Benim en büyük korkularımdan biri körlük düşüncesidir. Yadırgamak veya yargılamak değil ama kör olmanın düşüncesi bile benim için oldukça etkileyen bir korku. Ve eserin başından sonuna kadar oldukça kalp sıkışıklığı ile okuduğumu dile getirsem :')

Korkumu bir kenara bırakacak olursak aslında yani fiziki bir körlük olmasına çok takıldığımızı bizlere gösteren bir kitap. Dünyaya o kadar yabancı ve benciliz ki eseri okurken gerçekten dedim gözlerim görüyor ama gerçekten görüyor muyum? 

Kurgunun muntazamlığını en başta yoruma başlamadan önce dile getirmiştim, gerçekten muntazam. Tüm insanların kör olduğu bir yerde bile düzenin ve sistemin nasıl şekillendiğini zekice oturtmuş olduğunu düşünüyorum açıkçası. Bazı bölümler soru işareti bırakıyor evet ama o soru işaretlerinin cevabını yazar aslında bizlerin hayal gücüne bırakıyor. Burada bence kaliteli okur- yazar ilişkisini oluşturmuş.

Bazı bölümler o kadar korkunç, mide bulandırıcı olduğunu söyleyebilirim ama bu kadar dehşeti hissettirebildiği için de yazarı tebrik edesim geliyor :) 

Devam kitabı niteliğinde Görmek eserini de en yakın zamanda okunacak eserler arasına ekledim. 

"İnsan gibi yaşamıyorsak, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak için elimizden geleni yapalım."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder