25 Mayıs 2020 Pazartesi

ÖRÜMCEK AĞINDAKİ KIZ/ Stieg Larsson (Millennium IV)

ALINTI


“Hep yanlış insanlar vicdan azabı çekiyor, acılara neden olanların vicdanları yok. İyi şeyler için savaşanlar vicdan azabıyla kıvranıyorlar.”
*
"Halkı gözetleyenler, en sonunda halk tarafından gözetlenirler. Demokrasinin en temel mantığı bu."
*
"Yasalar karşısında eşitiz, eğer eşit ödeme yaparsak."
*
"Gerçek genellikle gerçek dışıdır."



ARKA KAPAK

Lisbeth Salander, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi NSA'in ağını hacklemiş ve çok önemli bazı bilgiler edinmiştir. Ejderha dövmeli kızın adaletsizliğe karşı duyduğu öfke hiç sönmeyecek bir alev gibidir, özellikle de o ateşi daha da harlayacak birtakım devlet sırlarını ele geçirdikten sonra.

Mikael Blomkvist, gecenin bir yarısı yapay zekâ konusunda uzman Profesör Balder'den gizemli bir telefon alır. Millennium'u içine düştüğü zor durumdan kurtaracak bir haberin kokusunu alan Mikael, profesörle görüşmeye gittiğinde örümceklerle dolu bir ağın içine düştüğünü fark eder. Ve işte böylece yıllar sonra Lisbeth'le yolları yeniden kesişir.

Korumak için öldürmeye hazır biri…
Gerçeklerin birbirine dolandığı bir ağ…
Ve avının peşini asla bırakmayacak bir örümcek.


YORUM

Herkesin kafasını kurcalayan bir soru;  serinin devamını nasıl yazmış? Açıkçası benim en büyük korkularımdan biriydi bu konu. Hatta üçüncü kitabı için serinin son kitabı diye yorumlamıştım :) 
Tabi ki bariz farklılıklar var ama gerçekten seriye nasıl başladıysanız öyle akıcılıkta devam ediyor.  Üslup konusuna gelecek olursam okurken beni rahatsız etmedi hatta nerede yarım kaldığını anlayamadım, David Lagercrantz gerçekten başarılı bir şekilde devamını yazabilmiş. 
Hatta devamını getirmekle kalmayıp seriye yeni bir kitap bile eklemiş. Evet seriye çok geriden geliyorum ama bu kadar güzel bir seriyi çabucak elimden kaçırmak istemedim. 

Maceramız aslında kaldığı yerden devam ediyor. Lisbeth'in rahat dıracağını düşünmek tam bir skandal olurdu. Geçmiş geçmişte kalmıyor Lisbeth için. Bence kalmamaya da devam etmeli. Geçmişin peşini bırakmamaya devam ederken yolları yine Blomkvist ile keşişti. 
Yapay zeka konusunda uzman prof. Frans Balder'in geliştirdiği programı çalmak isteyen birçok insanın varlığı bir yana aile problemleri de peşini bırakmamakta. Özel bir çocuğa sahip olan Balder, oğluyla ilgilenmeye karar verir ve oğlunun Savant sendromu hastalığının olduğunu keşfederek üzerine düşmektedir.
 Balder bir şeyleri düzeltmeye karar vermekle kalmayıp harekete geçer.Başından geçen olayları medyaya yansıtmak, doğruları insanlara duyurmak için Blomkvsit  ile görüşme ayarlar.
 Kader her zaman istediğimiz gibi işlemez. Balder'in ölümü ile her şey daha da karmaşık hale gelir. 
Peki Lisbeth ve Blomkvsit nasıl bir araya gelmekte?

Aksiyonu diğer kitaplardan farksız, soluksuz bir kitap okuyorsunuz. Lisbeth hakkında yeni bilgiler, kardeşi ile arasında ki problemi, daha bir çok özel şeyler.. 

Beni oldukça tatmin eden bir kitap oldu umarım sizinde öyle olur.

Seriye başlamayanlar kesinlikle başlamalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder