15 Haziran 2022 Çarşamba

DİRİLİŞ- ÇANAKKALE 1915/ Turgut Özakman


 ARKA KAPAK

Tüm yeni nesillere eşi olmayan bir armağan daha.

Çanakkale Savaşı hiç böyle yazılmamıştı.

Tarihin en eski milletlerinden biri, ateşten geçerek, kan içinde bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyordu.

60 Dakikada ölüm, yıkım, kıyım kustular. Asker korunmak için toprağa girdi, karıştı, toprak oldu sanki.

Bombardıman sone erdi. İngiliz birlikleri batı ve orta kesime, Fransızlar doğu kesime taaruza kalktılar.

Askerler, savaşmak için taşın ve toprağın altından, ölüler canlanır, ruhlar ete kemiğe bürünür gibi doğruldular. Ürpertici bir andı. Bu küçük kuvvet, uzun süngüleriyle İngiliz taburunu karşıladı, kendinden üstün birliği dağıttı, sağ kalanları Sığındere ağzına kadar kovaladı.

Takımın komutanı teğmen, takımıyla birlikte koşuyor, bir yandan da "Sömürgelerde acı çeken, soyulan, korkudan titreyen, uyanmasına izin verilmeyen, el ayak öpen, uşaklık yapan tüm zavallılar şu tavşan gibi kaçan İngilizleri görseydiler" diye düşünüyordu.

Çanakkale Savaşı, hiçbir devletin, hiçbir ordunun, hiçbir silahın, yurt sevgisinden ve milli onurdan daha güçlü olmadığını, olmayacağını öğretmekteydi.

Bu büyük gerçek her gün bir kez daha kanıtlanıyordu. Bunu yaşamak herkese yıkılmaz bir özgüven veriyordu. Bundan sonra bir dış kudretten, ancak Çanakkale`yi yaşayamayanlar, milli tarihi okuyup kavrayamayanlar ile onursuzlar ve satılıklar korkacaktı.


ALINTI

"Ne kadar yoksuluz!" Bu para değil akıl yoksulluğu.


    Biz diri, canlı, hayat dolu, duyarlı, dikkatli, bilinçli, bağımsızlığa aşık, gururuna düşkün bir millettik. Ne oldu bize?    



YORUM

"Çanakkale  Savaşı, hiçbir  devletin, hiçbir  ordunun, hiçbir  silahın yurt sevgisinden ve milli  onurdan daha güçlü  olmadığını, olamayacağını öğretmekteydi ."

Turgut Özakman 'ın eserlerini benim gibi tarih okumakta zorlananlar için gerçeklikten kopmadan, bir milletin geçmişini romanlaştırarak okutabilen bir yazar. Eserlerini belgesel roman tarzında yazdığı için dediğim gibi oldukça akıcı bir şekilde geçmişi gözünüzün önüne getirtebiliyor.

İlk okuduğum Şu Çılgın Türkler yayınlama tarihi olarak birinci olmasına rağmen aslında ilk kitabı Diriliş Çanakkale 1915 eseri. Gerek olayların araştırılması gerek kendine güveni ve birkaç olaydan gelişen sebeplerden ötürü ikinci eseri olarak gözüküyor. Türkiye Üçlemesi olarak bir seri halinde yayımlamak amacıyla önsöz kısmında yeterli açıklamaları bulabilirsiniz.

Okurken etkilenmeyecek birini tanımıyorum açıkçası. Her sahnesi gözümün önünde canlanıp, gerçekten belgesel izliyor gibi okuduğum eserlerden.


Çanakkale sadece Çanakkale'de olup biten bir olay değil. Bunun öncesi oldukça önemli. O tarihteki fikir akımlarının önemi; ayrıca bir de kadın hareketi var, bu da çok önemli. Yavaş yavaş gerçekliği görmeye, farkımızı anlamaya başlangıçlar..

İki sene evvel Balkan Savaşı yapılmış, 600 yıllık bir imparatorluğun dev iki ordusu, birkaç yıl evvel kurulmuş dört küçük ülkenin ordusundan bozguna uğruyor. Bulgar ordusu İstanbul'un eşiğine, Çatalca'ya kadar geliyor. Ve herkesin umutları tükenirken nasıl olurda bu ordudan Çanakkale ordusu nasıl çıkıyor? 

Diriliş Çanakkale 1915 eseri nasıl, neden sorularını cevaplayan eser..


"Tarihin  en eski  milletlerinden biri, ateşten geçerek,  kan içinde ,  bir daha  uyumamak, benliğini  unutmamak,  kandırılmamak , sömürülmemek , ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa diriliyordu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder