5 Aralık 2023 Salı

ÇILGINLIĞIN ÖTESİ - Stephen King

 ARKA KAPAK

Korunmasız bir kadın için böylesi dehşetli bir dünyada yaşamanın zorluğunu bilenleriniz vardır mutlaka. Siz de Rose gibi kötülük timsali bir kocaya sahipseniz çıkış yollarınız tek bir noktada birleşecektir. Kaçışta!

Ne var ki Rose diğer kader arkadaşlarından farklı olarak, peşine düşen kocasının artık aklının sınırlarını çoktan aştığını ve çılgınlığın ötesine geçtiğini biliyordu.Dehşetin soğuk parmaklarına dokunmaktan çekinmiyorsanız, haydi!




ALINTI


"En iyisi geçmişe karşı acımasız davranmaktır. Önemli olan bize indirilen darbeler değil, sağ salim atlatmayı başardıklarımızdır. Şimdi unutma... Yaşamını düşünmüyorsan bile hiç olmazsa aklını düşün ve ona bakma!"

"Nelere katlanabileceğine, neler yapabileceğine pek aldırmıyorum. Beni ilgilendiren nelerden hoşlandığın ve neler istediğin. Ben işte sana böyle şeyleri vermek istiyorum. Çünkü senin için çıldırıyorum."

"Örneğin, neden bu insanların çoğu gülüyor? Tanrı aşkına, gülünecek ne var ki? Dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlayamıyorlar mı? Her şeyin... her şeyin mahvolmak üzere olduğunun farkında değiller mi?"


YORUM

"Şiddet gören kadınlar bir süre sonra suçu kabullenmeye başlarlar, hepsi o kadar. Üstelik de sadece bazı şeyler için değil. Her şey için."


18 yaşındayken aşık olduğu Norman ile evlilik hayatına atılan Rose hiç düşündüğü gibi bir evlilik hayatı yaşamayacaktır. Başlangıçta her şey güzel giderken yavaş yavaş hayatı cehennemden farksız bir hal almaya başlamıştır. Fiziksel ve psikolojik şiddet görmeye başlayan Rose 14.yılın sonunda yani 32 inci yaşında, ufacık ve mantıksız gibi görünen anlık bir karar ile eşinden, evinden kaçar. Yanına sadece (korka korka) eşinin kredi kartını da alır. Normanın onu bulamayacağını düşündüğü, en uzak yere gitmeye çalışır. Polis olan eşini iyi tanıyan Rose için kaçmak oldukça büyük bir adımdır aslında. Bakalım gerçekten kaçabilecek midir?

Çılgınlığın Ötesi eserinde Norman karakteri nerede geçmeye başlarsa orada gerilim çok yükselmekte, Norman ın bölümlerini okurken oldukça gerildim ve mide bulantısı yaşandı.. Çok fazla içeriğinden ipucu vermek istemesem de , Rose karakteri kaçtıktan sonra deneyimlediği şeyler beni çok mutlu ettiğini dile getirebilirim.  Yeni bir başlangıç yapmak her zaman kolay değildir, özellikle geçmişin ve gençliğin bu kadar kötüyse. 

"En iyisi geçmişe karşı acımasız davranmaktır. Önemli olan bize indirilen darbeler değil, sağ salim atlatmayı başardıklarımızdır. Şimdi unutma... Yaşamını düşünmüyorsan bile hiç olmazsa aklını düşün ve ona bakma!"

Rose'un önüne çıkan engeller, iyilikler ve inanılması güç olayları okurken çok akıcı bir şekilde okuduğumu dile getirebilirim. 

King hakkında zaten yorum yapmayacağım ama değindiği konu bakımından ve ele alış şeklini sevdim.


OZ BÜYÜCÜSÜ - L. Frank Baum

 ARKA KAPAK

1900 yılında yayımlanan Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum’un ifadesiyle “merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal” olmayı amaç edinir. Amerikan edebiyatının ilk masalı olarak görülen eser, 1890’ların Amerika’sındaki ekonomik, politik ve toplumsal durumun sembolik bir alegorisi olarak değerlendirilir ve Batı’daki çiftçilerin durumunu, dönemin altın piyasasını ve İç Savaş’tan sonra çalışamayıp ekonomik sorunlar yaşayan işçileri sembolize eden unsurlar taşıdığı ileri sürülebilir. Söz konusu alegorik özelliği ve hayali öğeleriyle hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bu klasikleşmiş eser, bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto’nun Kansas’ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı’na uzanan yolculuğunu ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostları anlatır. Çıktıkları zorlu ve tuhaf yolculukta Korkuluk beynini, Teneke Adam kalbini, Aslan da cesaretini ararken Dorothy’nin tek istediği Kansas’a, teyzesiyle eniştesinin çiftliğine geri dönebilmektir. Ne de olsa insanın evi gibisi yoktur…


ALINTI


"Evlerimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun, biz etten kemikten yapılmış insanlar çok güzel de olsa başka bir ülkede yaşamaktansa kendi topraklarımızda olmayı tercih ederiz.İnsanın evi gibisi yoktur."

"Ne olursa olsun , " dedi Korkuluk,  " ben kalp değil beyin istemeliyim;  çünkü aptal biri kalbi olsa bile onunla ne yapacağını bilemez. "

" Ben kalp almalıyım, " diye karşılık verdi Teneke Adam,  "çünkü beyin insanı mutlu etmez, oysa mutluluk dünyadaki en güzel şeydir. "


YORUM

 L. Frank Baum tarafından yazılan bir çocuk romanı. Yedi kitaplık Oz serisinin ilk kitabıdır. Serinin aynı evrende geçen spin-off (sevilen bir karakterin aynı evrendeki başka bir yapımına denir.) romanları da vardır. Bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto’nun Kansas’ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı'na uzanan  yolculuğunu, eve geri dönme çabasını ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostlarına konuk oluyoruz. 

Çok sade bir anlatım ve kaleme sahip bu eser iki saatinizi keyifli bir hale getireceğinden eminim. Çocuk romanlarının klasikleşmiş yerleri burada da görebiliyoruz ama sevimli bir macera okumak yetişkinler içinde bence çok anlamlı oluyor. 

 Dorothy eve geri dönüş yolculuğunda edindiği arkadaşlarına sizde eşlik etmek isterseniz, hiç zaman kaybetmeden okumanızı tavsiye ederim.











16 Kasım 2023 Perşembe

1Q84/ Haruki Murakami

 ARKA KAPAK

"Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir"

Sarsıcı bir yolculuğa hazır mısınız?

Öyleyse kemerlerinizi bağlayın. Erkekleri, titizlikle geliştirdiği bir yöntemle öteki dünyaya gönderen genç bir kadınla tanışacaksınız. Ve amansız bir takiple onun peşine düşen fanatik bir cemaatin müritleriyle…

Romantik misiniz?

Evet, bu kitapta aşk da var… İki dünya bir araya gelmeden mümkün olmayan bir aşk.

Yaşadığınız dünya gerçek mi, hiç düşündünüz mü?

Düşündüyseniz, paralel bir evrene geçmek sizi heyecanlandıracaktır o zaman.

Hayatı algılayışınızı değiştirecek bir kitabın kapağını açmak üzeresiniz şu an.

Yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen Haruki Murakami başyapıtı, tüm dünyada milyonlarca satan kitabı 1Q84'le bir imkânsızı başarıyor.


Nefesinizi kesecek bir macera romanını, gerçek nedir, insan neye inanmalı, aşk dünyayı kurtarabilir mi soruları ekseninde bir yürek atlasına dönüştürüyor


ALINTI

“Baksana Aomame, senin hiç mi korkun yok? Elbette var” dedi Aomame. “Ben en çok kendimden korkarım. Ne yapacağımın belli olmamasından. Şu an ne yaptığımı kavrayamamaktan.”


Bu dünyada boşluğu doldurulamayacak tek bir kişi bile yoktur. Ne kadar bilgili, ne kadar yetenekli olursa olsun, mutlaka bir yerlerde yerine geçecek bir kişi vardır.



YORUM

“Bir de” dedi şoför, dikiz aynasından bakarak. “Aklınızda tutmanızı istediğim bir şey var. Her şey göründüğü gibi değildir.”

Zamanın ne getireceğini ve hangi zamanın getireceğini bilemeyiz. Haruki Murakami'nin kalemine bayılıyorum. Üslubu, konunun ilerleyişi ve diğer sanat dallarına değinerek karakterleri özelleştirmesi çok güzel bir detay bence.

1Q84 eseri hem tek cilt halinde hem de üçlü set halinde basımı mevcut ben üçlü seti tercih ettim. Tek cilt hakkında nasıl ayrıldığına dair bilgim yok ama üçlü setinde her kitabın bitişi şaşırtıcı ve güzel bitirilerek bırakılmıştı. O konuda içiniz rahat olabilir sizin için önemli bir detaysa. Gelelim konusuna ..

3 ana karakterimizin etrafında olay örgüsü dönmektedir. Aomame, Tengo ve Fukaeri. Bu üç kişinin bağlantı noktası ise bir kitap Pupa Hava'nın basımıyla ilgili. Pupa Hava 'yı yalnızca kitap gibi görmemenizi öneririm. 
Aomame ve Tengo birbirlerinden farklı zamanlarda, yaşadıkları dünyanın değiştiğini keşfedip bu dünyaya, yine farklı isimler veriyorlar. “1Q84’teki Q / Ouestion mark’ın Q’su /İngilizce soru işareti” zamandaki ve dünyadaki belirsizlik manasında Aomame’nin verdiği isim. Tengo’nun uygun gördüğü isim ise “Kediler Şehri”.  Bu isimlerin tabi ki kendilerine göre anlamı var, bu anlamı okuyunca fark edeceksiniz. Bir dokunuş size ne hatırlatıyor bilmiyorum ama Aomame ve Tengo için 20 yıllık bir zamanda kaybolmayan bir dokunuşun hatırası tüm hayatlarının dokunuşlarını değiştirmekte.

Kitap içerisinde, inanç, değerler, aile, şiddet, aşk ve birçok alt metin barındırıyor. Sıkılmadan, kopmadan dolu dolu bir kurgu sizi bekliyor diyebilirim. 

Benim çok severek okuduğum bir seriydi, karakteri ayrı yaratılan dünyayı ayrı sevdim. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir eser. Okumayan kaldıysa tabi :)


"Ölmekten korkmuyorum, dedi Aomame kendi kendine, bir kez daha emin olmak için. Korktuğum şey gerçeklikten çıkmak, gerçekliğin beni arkasında bırakması."


8 Kasım 2023 Çarşamba

BENİM ÜNİVERSİTELERİM / Maksim Gorki

 ARKA KAPAK

Benim Üniversitelerim'de, Aleksey Peşkov, üniversitede okumak üzere Kazan şehrine gelir. Fakat zorluklarla geçen hayatında bu büyük hayalini gerçekleştirmesi kolay olmayacaktır. Bir yandan ekmeğini kazanmaya diğer yandan eğitimini sürdürmeye çalışan genç, Rusya'da çarlık yönetiminin ve eskimiş dünya görüşünün çalkantılı ortamında bütün hayatın bir üniversiteye dönüştüğünü görür. Karşısına benzersiz kişilikleri olan, Rusya'nın kaderini değiştirecek kişiler çıkacaktır. Rusya gürül gürül geleceğini tartışmaktadır.

Çocukluğum ve İnsanlar Arasında'nın ardından Benim Üniversitelerim'le birlikte, edebiyat tarihine eşsiz bir gerçekçilik anlayışı getiren Maksim Gorki'nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı üçleme tamamlanmış



ALINTI

"Hayatı çok daha basit düzenlemeli, o zaman hayat insanlar için çok daha güzel olacaktır."

"Her şeyi bir an önce öğrenmeye çabalayan meraklı, fazla heyecanlı biriydim. Bu özelliğim hayatım boyunca tek bir şey üzerinde yoğunlaşıp ciddi bir şekilde çalışmama hep engel olmuştur."

"Gırtlağına kadar kitaplara gömülmüş, bir çılgın gibi yaşıyor..."




YORUM

"İnsanlar unutma ve avunma arıyorlar, bilgi değil."


Maksi Gorki üçlemesinin son kitabını da bitirerek bir devri sonlandırıyoruz.
Genel olarak severek ve hissederek okuduğum bir seriydi. Son kitabında diğer ilk iki kitabına nazaran biraz kalem olarak fark görülüyor, beni çok irite edecek kadar değildi.

Ninesiyle son kez vedalaşıp, Üniversite okumak ümidiyle Kazan şehrine taşınır. Okumayı çok sevmektedir birçok umutla üniversite hayaliyle yanıp tutuşur. Doğduğu günden itibaren peşini bırakmayan yoksulluğu birkez daha karşısına çıkarak tüm hayalleri yavaş yavaş yıkılır. 
Okumak bir yana karnını doyurmak bile çok güçtür. Çocukluğundan itibaren birçok farklı alanda iş deneyimi olduğu için iş bulmaktan ya da yapmaktan gocunmaz, gerçi gocunacak durum da değildir.

Burada çocukluğunda yaşadığı iş deneyimlerinin yanı sıra insan, hayat deneyimi de tabi ki artarak ve farklılaşarak devam eder. Fırıncı da çalıştığı dönem hem okumaya geri dönme hem hayatta kalma mücadelesi ile savaşırken, devrimle ilgili olaylara da karışmamak elinde değildir. 




Sözün kısası diğer yorumlarda da belirttiğim gibi yazara ilginiz varsa ve otobiyografi okumayı seviyorsanız tavsiye ederim.







1 Kasım 2023 Çarşamba

EKMEĞİMİ KAZANIRKEN /Maksim Gorki


ARKA KAPAK

Maksim Gorki'nin, edebi olgunluk çağı ürünlerinden olan Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim adlı otobiyografik üçlüsü, yazarın başeseri sayılageldiği gibi tüm Rus edebiyatı içinde yer alan mükemmel otobiyografilerden biridir.Gorki'nin çocukluk ve gençlik yıllarını anlatan üçlü, bir yazarın kendinden çok çevresi üzerinde durduğu, iç gözlemden çok dış gözleme yer verdiği ender otobiyografik romanlardan biri, aynı zamanda Gorki'nin gözlemciliğiyle anlatım yeteneğinin doruğa ulaştığı, kendinden önceki Toplumsal Gerçekçilik ustalarıyla birlikte kendisini de aştığı başeserdir.


ALINTI

"İnsanın en gözü dönmüş düşmanı, yine insandır."

"Kitaplarda anlatılan hayatla gerçek hayat arasında hoş farklar vardı. Gerçek hayat gitgide ağır bir yüke dönüşüyordu."

“Boş dünyada kendimi yalnız hissediyordum. Yüreğim de boşalıyor, tatlı bir hüzün onu gıdıklıyordu sanki; bütün arzularım siliniyordu, düşünecek hiçbir şeyim kalmıyor ve sömüren bu hüzünlü boşluk, bende hiç umut bırakmıyordu.”



YORUM

"Bütün o tatlı sözlerine, tatlı gülümsemelerine karşın insanlar birbirine yabancıdır; aslında dünyada her şey, herkes birbirine yabancıdır."

Çocukluğuna şahit olduğumuz Gorki'nin şimdide ilk gençlik yıllarına şahit oluyoruz. Büyümenin getirdiği sorumlulukları erken yaşta tanışmak zorunda kalan biri. Geçinmek, yaşamak için çocuk yaşta iş hayatına atılması gerekiyor. İlk iş deneyimi kuzeni sayesinde bir ayakkabıcı dükkanında yaşamaktadır. Orada müşteri - patron ilişkilerini deneyimleyerek insanların ne kadar iki yüzlü olduğu (ve birçok şeyi) ilk elden tecrübe etmektedir. 

Bir gün ayakkabıcıda çalışırken üzerine kaynar çorba dökülür. İşten ayrılmak zorunda kalır. Anneannesi ve dedesinin yanına dönmüştür. Tabi kısa süreliğine.. İyileşir iyileşmez dedesi iş hayatını öğrenmesi adına akrabaların yanına gönderir, anneannesini kardeşine. Anneannesi ilk başta itiraz etse de çok bir şey değiştirmez.


Yeni iş deneyimi ev işleri olan toz alma, soba yakma, evi süpürme silme, yemeklere yardımcı olma gibi işler yapmaktadır. Bu işler tabi ki istediği bir şey değildir ama seçenekler çokta iyi değildir.
Burada ki yaşamı ona çok şey katmasına rağmen anneannesi her ziyaretine geldiğinde yapmicam, kaçacağım gibi sözler sarf etse de anneannesinin biraz daha dayan, sabırlı olmasını öğütleri ve anneannesi için katlanmaktadır.

Artık katlanamayacağı zaman geldiğinde tekrardan evine döner. Bir süre sonra başka bir iş karşısına çıkar, gemide bir bulaşıkçı aranmakta. Bir şekilde işe alınır. 
Burada ki deneyimi hayatını değiştireceği noktalar barındırmaktadır. 

Gorkinin sabrı, zekası ve bulunduğu ortamlarda gösterdiği tavırları okurken nedensiz bir mutlulukla okuyorsunuz. Siz oradaymışçasına hissettiriyor.
Gorkinin üçlemesinin ikinci kitabı ilk kitabı kadar beni tatmin etti. Bu yorumu yazarken üçlemenin son kitabına başlamış bulunuyorum.. Gorkinin üniversite dönemi, yetişkinliğinde yaşadıkları, deneyimlediklerini çok merak ediyorum..

Kesinlikle tavsiye ettiğim bir üçlemedir. Kitapla kalın..







 

4 Haziran 2023 Pazar

ÇOCUKLUĞUM / Maksim Gorki


 ARKA KAPAK

Gorki`nin Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim`den oluşan üçlemesi, Rus dilinde yazılmış en güzel otobiyografilerden biridir. Çocukluğum`da babasını küçük yaşta yitirdikten sonra taşındığı dedesinin evinde geçirdiği yılları anlatır. Miras kavgaları, doğumlar, ölümler, küçük Aleksey`in tanık olduğu ve bizzat maruz kaldığı akıl almaz şiddet, bu evde gündelik hayatın akışı içinde sıradan olaylardır.

"Herkesin herkese düşman" olduğu bu aile, 19. yüzyıl Rusya`sında hüküm süren acımasız ve hoyrat hayatın bir "küçük evreni"dir aslında. Neyse ki idealizmi ve tertemiz kalbiyle adeta bir halk filozofu olan ninesi hep Aleksey`in yanındadır. Bir de her biri hayatında iz bırakan çok sayıda capcanlı karakter vardır… Onlar sayesinde hayat zor olduğu kadar gizemli ve renklidir de. Hem Gorki`nin "kendi ülkelerinde bir yabancı gibi yaşayan, gerçekteyse o toplumun en iyileri olan" insanlardan ilkiyle tanışması da yine çocukluğuna rastlar… 

ALINTI

"Yaşadığım hayat hiç hoşuma gitmiyordu; umutsuzluk benzeri bir duygu içindeydim, ama nedense sürekli bunu gizlemeye çalışıyor, olay çıkartıyor, yaramazlık ediyordum."

"Adına sevgi denen duyguların canlı, insanın yüreğini titreten gökkuşağı benim yüreğimde solmuştu, her şeye karşı duyduğum kin kömür gazı ateşi gibi koyu mavi titrek bir ışık veriyordu ve kalbimde de yoğun bir hoşnutsuzluk duygusu, bu gri, cansız saçmalıkta bir başıma olduğum hissi için için yanıyordu."


YORUM

"Çocukluğumda bir kovan gibi görürdüm kendimi: Basit, sıradan insanlar, hayat üzerine bilgilerinin, düşüncelerinin balını arılar gibi kovanıma taşır, sunabildikleri ne varsa ruhumu zenginleştirmek üzere getirip cömertçe sunardı. Bal her zaman temiz olmazdı, hatta çoğu kez acı olurdu. Ama her bilgi, yine de baldı!"

Çocukluğum, Maksim Gorki'nin otobiyografi üçlemesinin ilk kitabı. Gorki ile tanışma kitabım, Ana eseriydi ve en sevdiğim klasikler arasında yerini alıyor. O eserde kaleminin akıcı ve kurgusunun tam oturduğu bir eser olarak tanımlayabilirim. Gorki'nin diğer eserlerini de merak ettiren bir eserdi.

Gelelim Çocukluğum eserine, Gorki, nakliyecilik yapan babasını 5 yaşındayken kaybeder, annesi ve anneannesiyle doğum yeri olan Nijni Novgorod'a döner. Anneannesi ve büyük babası tarafından Nijniy Novgorod'da büyütülür. Annesinin birçok kez bırakıp gitmesi, annesiyle iletişimi, bağını oldukça sınırlar. Onun yerine masalları ile büyüdüğü anneannesinin, üzerinde çok büyük etkisi vardır. Hem annesş hem babası olmuş diyebiliriz. Anneannesi çocukluğunu kaplamaktadır.  Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilmiştir. 8 yaşında çalışmaya başlamak zorunda kalmıştır, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanıdığını bir döneme geçer.Ve bu tanışması eserlerine de oldukça iyi bir şekilde yansıtacaktır. 

Çocukluğunun bu kadar yıpratıcı ve çok karmaşık geçmesi gerçekten okurken yorucuydu, okurken birlikteymiş hissiyatını verebilmiş. miş-mış ların bu kadar etkiliyse yaşamak ne kadar zordu ancak yaşayanın bileceği bir his. En sevdiğim bölümler Gorki'nin de olduğu gibi anneannesiyle geçirdiği zamanlardı. Anneannesi'nin okula gitmemesine rağmen kendini geliştiren bir insan olduğunu fark edebiliyoruz. Farklı inançlar, tanrılar ile büyütülmesi onun inanç konusunda da farklı izlenimler bıraktığını görebiliyoruz.

Maksim Gorki'yi yakından tanımak istiyorsanız üçlemeyi tavsiye edebilirim, çocukluğunun derinlerine gidip birde gençliğinin neler kattığını görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası.